10 Mart 2013 Pazar

Kültürler Arası Diyalog Forumu toplantısının ikincisi Mardin’de yapıldı




Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Avrupa Birliği (AB) tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Kültürler Arası Diyalog Forumu' toplantısının ikinci durağı olan Mardin’de gerçekleştirildi. Hilton Otel’deki toplantının açılış konuşmasını yapan TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı ve Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Lideri Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu, projenin amacının, AB sürecindeki Türkiye’yi tanıtmak ve Türkiye’nin AB’ye bakışını anlatmak olduğunu belirtti. "TÜRKİYE AB’DE OLMALI" AB'nin, Türkiye için bir hedef olduğunu belirten TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı ve Parlamentolar Arası Değişim ve Diyalog Projesi Lideri Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu, "Eninde sonunda biz AB ile bir arada olacağız. Bunun iki yolu vardır. Ya AB bize diyecek ki biz anladık ki sizsiz olmuyor. Ya da biz diyeceğiz ki AB Türkiye’siz yapamaz. Biz AB'de ortaya çıkmış standartları doğru buluyoruz. Bu standartları Türkiye’nin de yakalaması gerektiğine inanıyoruz. Biz istiyoruz ki AB içinde olalım, bu şekilde bu standartları daha kolay elde ederiz.“ dedi. Türkiye ile AB arasındaki müzakere sürecinde şimdilik bir tıkanma yaşandığına dikkat çeken Tekelioğlu, ”Biz bu tıkanmayı geçici olarak görmek istiyoruz. Bunun için de elimizden geleni yapıyoruz. Özellikle AB'yi, kendi koyduğu prensiplere sadık kalmaya davet ediyoruz. İtalya, Yunanistan, İspanya, Portekiz ve İrlanda'da borç krizleri AB standartlarına yeteri kadar uymamaktan dolayı çıkıyor.“ "AB’NİN GELECEĞİ TÜRKİYE’YE BAĞLI" Mardin Valisi Turhan Ayvaz ise tarih boyunca Mardin'in yaklaşık 30 medeniyete beşiklik ettiğini söyledi. Kültürler arası diyaloğun burada yapılmasının doğru bir seçim olduğunu belirten Vali Ayvaz, ”AB’nin geleceğinde anahtar ülke Türkiye’dir. Bunun bazı sebepleri vardır. Medeniyetler çatışması, ancak Türkiye’nin AB’ye katılımı ile medeniyetler ittifakı haline gelir. Zaten hükümetimiz bunu başlatmıştır. Öncelikle İspanya ve diğer ülkeler ile bunu sürdürecektir. Diğer bir konu güvenlik açısından AB'ye Türkiye’nin entegrasyonu şarttır. Türkiye ordusu, AB‘de en büyük orduya sahiptir. Şu anda yine her türlü yasal olmayan işlerle, silah kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, terörizm, uyuşturucu ticareti gibi en fazla mücadele eden ülke Türkiye’dir.” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından, 'AB ve Türkiye’de Kültürler Arası Diyalog-Yerel Yönetimler' konulu oturuma geçildi. Aynı zamanda moderatörlük yapan, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Afif Demirkıran, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Avrupa’daki algısının, hak etmediği bir algı olduğunu ifade etti. Demirkıran, şunları söyledi: "Türkiye’yi tanıyan, Türkiye’ye gelen, Türkiye’yi tanıma gayreti içinde olan bir insan ile Türkiye’yi hiç tanımayan bir insanın ülkeye bakışı farklıdır. Avrupa ülkeleri teröre karşı dik duruş sergilemeleri gerekir.“ "BAZI LİDERLER DÜŞMANLIK İÇİNE GİRMİŞTİR" Bazı liderler ve bazı ülkelerin, kendi şahsi çıkarları veya başka sebeplerden dolayı Türkiye’ye karşı bir düşmanlık içine girdiklerini belirten Demirkıran, ”Mesele, sadece Türkiye’nin AB’ye girmesi değil, AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı olduğu kesindir. Tunceli’deki yaşanan terör olayında 7 polis memurunu şehit verdik. Türkiye’nin bu terör örgütünden kurtulması için bütün ülkelerin iyi bir işbirliği yapması gerekir. Biz bu diyaloğu burada oluşturur iken aynı zamanda hep beraber teröre karşı da bir dik duruş sergilememiz gerekiyor. Terörü lanetlememiz gerekiyor. Ve Türkiye’nin bu terör örgütünden kurtulması için bütün ülkelerin iyi bir işbirliği yapması gerekiyor.“ şeklinde konuştu "DİYALOĞU İLK ÖNCE KENDİ ARAMIZDA YAPMALIYIZ" Başka toplumlarla, kültürlerle, dinlerle diyalog kurmak için öncelikle Müslümanların kendi aralarında iyi bir diyalog kurmaları gerektiğini belirten Eleştirel Müslümanlar Derneği Kurucusu ve Sözcüsü Sherin Khankan ise toplantıda önemli mesajlar verdi. Khankan, ”Bu konuda ciddi sorunlarımız var. Müslümanlar adına konuşanların hemen hemen hepsi kendi yorumlarını gerçek İslam olduğunu söylüyorlar. Bu anlamda ciddi sıkıntı var. Öncelikle diyaloğu kendi aramızda yapmamız gerekir. Laikleşme konusunda bazı düşüncelerimiz var. Mesela toplumun kendisi laik olmadan oradan laiklikten bahsedemeyiz. Mesela benim yaşadığım ülke Danimarka’da toplum laik değil, o yüzden devlet de laik değil. Avrupa ve dünyada Fransa ve Türkiye laik olan iki nadir ülkedir. Fransa’da laiklik şöyle tanımlanıyor; devlet ve din işlerinin ayrılmasıdır. Tabi ki laikliğin bir başka tanımı daha var; o da din ve devlet arasındaki diyalogdur. Tabi ki ben ikincisinden yanayım. Çünkü dini gerekliliği getiren bir Müslüman aynı zamanda laik olabilir diye düşünüyorum. Avrupa’daki Müslümanların da tercihlerinin bu yönde olması için teşvik etmek istiyoruz.“ şeklinde konuştu.adana yerel seçimler adana seçimler yerel seçimler adana seçimleri adana 2014 yerel seçimleri


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder